Sultan Gölü söylencesi

            Sultan Gölü söylencesi

        Bir zamanlar Şarkışla'da ouran Ağca  Bey adlı varsıl bir kişi Yazları Sultan gölü'nün üst yanındaki Akdağ Tepeleri'nde geçirmektedir.Çok istediği halde bir erkek çocuğu olmamıştır.Tek kızı Sultan'ın üstüne titrer.Sultan da çok güzel biridir.Yöredeki tüm beylerin gözü üzerindedir.Babası bakarki kızını beylerden kurtarmanın yolu yoktur onu erkek kılığına sokar karısıyla kendi ölünceye kadar onu evlendirmemeye karar verir.Cirit,güreş,at koşturma da kızın üstüne yoktur.Kızı tanınmasın diye bey temelli buraya yerleşir; Akçakışla adlı bir köy kurar.

        Bahar gelince Kayseri,Karamandan Avşarlar  yöreye gelirler. Akdağ'ın üstü Avşarlar'ın çadırlşarıyla renklenir.Günün birinde sürülerini Akdağ çıkaran Avşarlar,Akçakışla'ya yakın bir yerde gecelerler.Herkesin uykuya daldığı aylı bir gecede çobanlardan Külahçıoğlu kavalını öyle bir üflerki,dağ taş kulak kesilir.Sultan'da sese uyanmış,kendinden geçmiştir.Hemen atına atlayıp sese doğru gider.Çobanı bulur.Bir süre söyleşirler.Sultan çobana sevdalanmıştır.Adını sorar;"Adımıza Külahçıoğlu derler Avşarlardanız" der.Kız :"bu tepenin adı Külahçıoğlu koydum.Her Bahar burada bir gece kal ve kaval çal.Al şu çevre sana armağanım olsun,beni andıkça kokla.Ben kızım,adımda Sultan.gönlümün ağası oldun.Sen de beni göğsüne sultan et" der.Atına atlayıp gider.Çoban ardından vargücüyle bağırırsa da işittiremez.Yoksul bir çoban olduğu düşüncesiyle Sultan'ın kendisine varmayacağı düşüncesiyle günden güne erir.Diyar diyar dolaşır.Derdini kavalına döker.Ertesi yıl yine Akçadağ'a gelir.Sultan Külahçıoğlu'nun kavalını duyar duymaz atına atlayıp yanına varır.söyleşir koklaşırlar.Bu böyle devam ederken bey durumu öğrenip çok kızar.Kızını bir odaya kapatır.Külahçıoğlu Sultan'ın gelmediğini görünce onu aramaya başlar dağ demez taş demez sonunda yaşlı bir kadın onu Sultana götürür.Sarılıp koklaşırlar ve "Akdağlar'ın namlı karı erirse,Kızılırmak boz bulanık akarsa,kekiklerin tavşanların kokmaya başladığı zaman kaçalım" diye sözleşirler.

        Sonunda gün gelir Sultan'ın kulağı kavalın sesindedir.Fırtınalı bir günde kavalın sesini duyar atına atlayıp sese doğru gider,ama ses her defasında değişik yerden gelmektedir.Rüzgarın oyunundan şaşıran sultan atını bir sağa bir sola sürer.Sonunda sesin Turna Dağı'ndan geldiğine karar verir ve o yana gider.Dağ ulaşmak için Kızılırmak'ı geçmek gerekmektedir.Oysa Kızılırmak çoşmuş kabarmıştır.sultan atını sürer,sulara kapılır bir türlü karşıya varamaz.Sonunda atı havalanır gibi olup kızı karşıya atar.At sakatlanmıştır.Kaval sesi gitgide uzaklaşmaktadır.Sultan deliye döner.Turna Dağı'na yönelir.Bir uçurum başına varır.Aşağıda da bir ırmak çağıldamaktadır.Ses uzaklaştıkça sultan umutsuzluğa kapılır,otları tırnaklaya tırnaklaya yol almaya çalışır.Tam yaklaştığında ayağı kayar,kızılırmak'ın sularına kapılır.Ertesi gün buralarda gezen avcılar sultanın cansız cesedine rastlarlar.Külahçıoğlu'da yiter gider,bir daha kimse ondan haber alamaz.bundan sonra Sultan'ın düştüğü su Sultan Gölü ,yar da Sultan Yar'ı adıyla anılır.